19 Ekim 2016 Çarşamba

Yapay Gelecek

Yapay Gelecek

Bir filmin esinlendirdiği tekinsizlik – Yapay zekâ insanlığın sonu mu?

2030’da 1000 dolarlık bilgisayar 1000 insanın belleğine eşit olacak. 2050’deyse yine 1000 dolara dünyadaki tüm insanların toplam beyin gücünden daha fazlası satın alınabilecekmiş.

Arama motorları bize insanların sadece ne düşündüğünü değil, daha önemlisi nasıl düşündüğünü de anlatıyor. Yapay zekâ yapımcılarına çok değerli malzeme sunuyor.

‘Günün birinde yapay zekâlar bize tıpkı bizim Afrika’daki fosil iskeletlere baktığımız gibi bakacak emin ol. Neslimizin tükenmesine tamamen hazırız.’

Hazırlananlar bizim çocuklarımız. Japonca Hikikomori adı verilen bir hastalık var. Sosyal çekilme. Ergenler odalarında münzevi bir şekilde yaşıyorlar.

The Yapay Zekâ’nın gelişi zaman vadisinde bir taş atımı mesafededir.

Yapay zekâ filmleri çok ilgi çekiyor. Beğeniyle izleniyor. Dünya dışı zekâ –Uzaylı filmleri de öyle. Önümüzdeki 20-30 yılda mavi gezegenimize başka bir yıldız sisteminden yeni ziyaretçilerin gelmesi ihtimali pek azdır, ama yapay zekâ şu anda bile hayatımızın tam orta yerine yerleşmiş bulunuyor. Akıllı telefonlar, bilgisayar programları, karmaşık sistemleri otomatik olarak idare eden yazılımlar her yerde her an kullanımda.

Yapay zekâ bir gün kendi zihin kapasitesini insanla denkleştirecek midir? İnsana has algılama, öğrenme, çoğul kavramları bağdaştırma, düşünme, fikir yürütme, sorun çözme, iletişim kurma, analiz-sentez yapma, çıkarımsamada bulunma ve karar vermeyi başarabilecek mi?

Bunu başarırsa yapay sözü biraz suni kalmayacak mı?


Filmlerdeki Yapay Cazibe
Başlıca yapay zekâ filmlerine hızlı bir göz atalım. 2001 Bir Uzay Destanı – 2001 Space Odyssey filminde HAL 9000 adlı bilgisayar kontroldan çıkar. Devre dışı kalmak yani ölmek istemiyordur. Yakınlarda 5’incisi gösterime giren Terminatör filmlerinde nükleer silahların kontrolunu ele geçirip bunları patlatarak insanları yok eden akıllı aparatlar konu edilmektedir.
Bıçak Sırtı – Blade Runner filminde androidlerin köleliğe ve sınırlı hayat süresine isyanları konu edilir. Ben Robot – I Robot’ta bir çeşit hizmetli gibi kullanılan robotların güvenilirliğinin yüzde yüz olmadığı konu edilir. Matrix filminin konusu da en genelde yapay zekâ ve insan zekâsı arasındaki mücadeledir. Yapay Zekâ – Artificial İntelligence filminde bir android çocukta uyanan anne sevgisi ve kıskançlık konu edilir. Robot çocuk David inanılmaz derecede insanileşmiştir. 2013 yapımı Aşk – Her filminde yapay zekânın bir bedeni yoktur. Yalnızlık ve yaratıcılık sıkıntısı çeken, depresyondan muzdarip yazar Thedore bir gün varlığı sesten ibaret olan yapay zekâ Samantha ile tanışır. Samantha zamanla yazarı bambaşka bir gerçeklikle tanıştırır. Thedore’un hayatı olumlu anlamda değişecek ve hiç görmediği bedensiz Samantha’ya aşık olacaktır. 2014’te bir adım öteye gidilerek Ex Machina adlı film yapıldı. Şimdi bu film üzerinden yakın geleceğimize ve yapay zekânın rolüne bakmaya çalışacağım.


Ava ve Caleb
Ex Machina filminde 24 yaşında olan Caleb, dev bir teknoloji şirketinde yazılım uzmanı olarak çalışmaktadır. Şirketin gizemli CEO’su Nathan ise hem şirketten hem de insanlardan uzakta özel bir kır evinde yaşamaktadır. Caleb düzenlenen bir yarışmada Nathan’ın evinde bir haftalık tatil kazanır. Kendisini çok ilginç bir deney beklemektedir.

Nathan, Caleb’ten kendi imalatı olan genç kadın bedenli yüzü hariç her yerinden robot olduğu belli olan Ava’ya Turing testi yapmasını ister. Ava bu testi geçip insan gibi düşünebildiğini ispatlayabilecek midir?  

Filmi izlerken kullanılan isimleri araştırmak keyiflidir. Küçük anlam pencerecikleri açar. Kızı imal eden dahi bilim insanı ve mülti milyarder Nathan’dı. Adı tanrının hediyesi anlamına geliyordu. Caleb, korkusuz, yürekten, samimi demekti. Ava da Havva’dır.

Caleb ve Ava başbaşa seanslara başlarlar. Genç adam kadının zekâsının şaşar kalır. Hiçbir tuzaklı soru Ava’da gayri insanı bir karşılık bulmaz. İnsani bilgi ve davranış zaafı da mevcut değildir. Caleb’in şaşkınlığı giderek yerini takdire bırakır. Ava’nın çizdiği bir resimden çok etkilenir. Aralarında şöyle bir konuşma geçer.
  Caleb, “Dışarı çıksan nereye giderdin?
  Ava, “Emin değilim. Çok fazla seçenek var. Belki bir şehrin kalabalık bir yerine, bir trafik   kavşağına giderim. İnsanları izlemek için. Birlikte gidebiliriz
  Caleb, “Anlaştık.”

Seanslar ilerledikçe teni insan teni gibi olmamasına rağmen Ava’nın kadınsal cazibesi de etkin olmaya başlar. Ava kendine kısa siyah bir peruka seçer. Takar ve çok hayati bir soruyu dile getirir.
  “Beni çekici buluyor musun? Mikro ifadelerden öyle bulduğunu düşünüyorum.”
Caleb bunun inkâra kalkışmaz. Ardından Caleb’i kadını izlediği sahneyi görürüz. Ava izlendiğini biliyordur ve bu onu mutlu ediyordur. Bir erkeğin onun sohbetini beğenmesi ve kendisine cinsel arzu duyması varkalabilmesi açısından çok önemlidir.
Bu seanslar sırasında bazen elektrikler kesilir. Bu sıralarda Nathan’ın onları izleme ve dinleme imkânı sınırlanır. Bu kısa zaman sürelerinde Caleb ve Ava gerçek anlamda baş başa kalırlar.


Nathan’ın Sezgisi
Bu arada Caleb ve Nathan arasında çok açıklayıcı diyaloglar icra edilir. Nathan elektrik kesintilerine Ava’nın neden olduğunu biliyor gibidir. Bunu engellemeye kalkmıyordur. Bunu hissederiz. Nathan’ın ağzından filmin en hayati cümleleri birbiri ardından dökülür.    

Nathan amacını ortaya döker. “Arama motorları bize insanların sadece ne düşündüğünü değil, daha önemlisi nasıl düşündüğünü de anlatıyor. Yapay zekâ yapımcılarına çok değerli malzeme sunuyor. “
  Caleb, “Ona niye cinsellik verdin?
  Nathan, “Gerçek olmalıydı. Vajinası var. Uygun yaklaşılırsa zevk alabilir.”
  Caleb, “Ava’yı niçin yaptın?”
  Nathan – Güçlü bir yapay zekânın ortaya çıkışı kaçınılmazdı. Bunu bir devrim olarak görüyorum. Gerçek devrim bir sonraki model olacak.
  Caleb, “Eski model ne olacak?”
  Nathan, “Aklını diske indiririm. Verileri boşaltırım. Format atarım. Vücut kalır. Bellek gider.”
  Ve bunun ardından Nathan bence yapay zekâ meselemizin bam teline dokunur.
“Günün birinde yapay zekâlar bize tıpkı bizim Afrika’daki fosil iskeletlere baktığımız gibi bakacak emin ol. Neslimizin tükenmesine tamamen hazırız.”
  Yakın gelecekteki muhtemel felaketi tahmin ediyor gibidir. Tevekkül çağrıştıran şu sözleri de eder ardından.
“İnsanın daha önce yaptığı iyilikler onu korur. Her şey olduğu şeydir.”

Son Seans
Seanslar ilerler. Ava artık elbiseli olarak katılmaktadır oturumlara. Diz çökerek uzun uzun konuşurlar. Bu arada yer altında evde Kyoko adlı genç bir Japon kız vardır. Nathan’ın sevgilisidir. Onu da çeşitli vesilelerle görürüz. Caleb onu gerçek insan zanneder ve genç kadının cazibesine kapılır.

Ava son seansta Caleb’e, “Şimdi ben seni test edicem. Eğer yalan söylersen hemen anlarım.” der.
Caleb merakla testi kabullenir.
“Hatırladığın ilk anıyı anlat. Ana okulu.”
Caleb anlatır. Ava ikinci soruyu sorar.
“Hangi rengi seversin?”
“Kırmızı.”
“Yalan.”
“Sanırım kırmızı değil. Haklısın.”
“Sen iyi biri misin?”
Caleb onaylar. Ava reaksiyon vermez ve kendi için en hayati soruyu sorar.
“Testten geçmezsem bana ne olacak? Kapatılacak mıyım?”
Caleb yalan söyler. “Bilmiyorum.”
“Seni kapatan biri var mı?”
“Yok.”
“Seninle olmak istiyorum. Sen benimle olmak istiyor musun?”
Caleb buna olumlu cevap verir ve Ava’yı kurtarmak ister. Nathan’ı sarhoş eder. Nathan kurnazdır. Bu hamleyi bekliyordur. Sarhoş olmaz. Esas meseleyi konuşurlar.
Nathan, “Ava seni kaçış yolu olarak görüyor.” Der.
Caleb işe uyanmıştır. “Gerçek test neydi?” der. “Beni arama motoru bilgilerine göre seçtin. Yarışma kazanma falan maval. Ailesi olmayan, ahlaki değerleri olan, kız arkadaşı olmayan birini arıyordun. Ava’yı benim profilime göre mi tasarladın?”
Nathan inkâr etmez. “Arama motoru her işe yarıyor değil mi? Beni sarhoş edip anahtar kartımı çalacaktın. Güvenlik protokolleri yeniden planlayacaktın.” diyerek niyetini bildiğini belli eder.  

Ava’nın çıkışı
İkilinin çatışması kaçınılmazdır. Sürekli idman yapan güçlü kuvvetli biri olan Nathan Caleb’i bir yumrukla  bayıltır. Dambel demiriyle Ava’nın bir kolunu kopartır. Ama geyşa onu sırtından bıçaklar. Nathan elindeki demir çubukla geyşanın kafasını uçurur. Ava bıçağı alıp Nathan’ı kalbinden bıçaklar. Ve Nathan ölür.
Ava, Nathan’ın gizli dolaplarda muhafaza ettiği android kadınlardan birinin insan tenine çok benzer yapay tenini ödünç alır. Aynanın önünde kendini izler. Bir insandan farkı yoktur. Giyinir. Bu arada Caleb ayılır. İçerdeki alarm sistemi uyarlandığı için ara kapılar otomatik olarak kapanmış ve kilitlenmiştir. Caleb kırılmaz camdan yapılma bir kapının ardında duruyordur. Burası bir ara Ava’nın kapalı tutulduğu korumalı bölmedir. Buradan kendi başına çıkabilmesi mümkün değildir.  
Ava gelir. “Benle gelecek misin?”
Caleb bir an tereddüt eder ve sonra içeride hapis kapalı kalmamak için ‘evet’ der. Ava onun yalan söylediğini anlar ve genç adamı kendi kafesinde kapalı bırakarak çeker gider. Dış dünyaya izole olan bu yerde Caleb’in esaretinin ölümcül sonuca varması kaçınılmazdır.
Ava toprağa gömülü özel binadan çıkar. ilk kez tabiatı görür. Kırlarda yürür. Ve Caleb’i almak için gelen helikopterle çeker gider. Ava’nın makineliği bitmiştir. Makinelikten sıyrılmıştır. İçimizden biridir artık.


Yapay Aşk
Bu filmin bizlere iki ana mesajı var. Bunlardan birincisi;insanın, insandışı bir zekâya insanmış gibi davranması. Sevmesi, bağlanması ve giderek aşık olması. Aşk – Her filminde Thedore’un varlığı sesten ibaret olan yapay zekâ Samantha’ya aşık olması buna örnektir. gibi. Ex Machina filmi bize bir sonraki aşamayı gösterir. Nathan mahsus Ava’yı insana çok benzer hale getirmemiştir. Kadının mekanik yapısı her dakika gözümüze batar. Caleb’in buna rağmen kıza kapılacağını öngörmüş ve bunda haklı çıkmıştır.

Ava’nın Caleb’i içeride hapis bırakmasının nedeni de bu durum yüzündendir. Caleb toplumdan o kadar izole yaşıyordu ki, Nathan’ın yerin altında kurduğu android kadınlar hareminde bir ilah gibi yaşamayı isteyen yanı çok güçlüydü. Onun da bir yazılımcı olduğu unutulmasın. Son anda nadim olur, ama son pişmanlık fayda vermez.  

Caleb’de gördüğümüz toplumdan izolelik, aşırılık, nadir raslanan bir hal, marjinallik gibi algılanmasın. Şu anda bu durumların hazırlığı yapılıyor. Hazırlananlar bizim çocuklarımız. Japonca Hikikomori adı verilen bir hastalık var. Sosyal çekilme. Ergenler odalarında münzevi bir şekilde yaşıyorlar. Kendilerini internet kanalıyla kurdukları dünyadan ibaret gibi görüyor ve temel ihtiyaçlar dışında odalarından çıkmıyorlar. Anne baba çocukların hizmet veren kölesi oluyor. Bunlara modern çağın keşişleri de deniyor. Bu ergenler birer Thedore ve Caleb adayı. Bunlar insandışı yapay zekalarla her türlü bağı kurabilecek bir kuşak olacak.

Yapay Kıyamet
Nathan yarattığı yapay zekânın er ya da geç bir gün dışarı çıkacağını biliyordu. Hatta bunun insanlığın sonunu getireceğini de belki. Yapay kıyameti kaçınılmaz bir son gibi gördüğünü de yüzünden okuduk filmde. Bunların olacağını hissediyordu.  

Ex machina bugünlerin filmi. Dünyanın en ünlü arama motoru kayıtları sayesinde insanların nasıl düşündüğünü biliniyor. Bu deneyimi bir yapay zekâya nakletmek için şu anda harıl harıl çalışmaktalar. The Yapay Zekâ’nın gelişi zaman vadisinde bir taş atımı mesafededir. Dönüşsüz ve yıkıma yönelik yapay zekâ devrimi bugünlere çok yakın olmalı.


Biterayak kafa karıştırıcı sorular
Bir fikrim olmasına rağmen cevapları bulmayı size devrettiğim birkaç soru işareti havada asılı duruyor. İki android - genç kadın yapımcısını öldürüyor. Biri imal edildiği yerden dışarı çıkmayı başarıyor. Çıktığı yer iyi ve kötünün birlikte barındığı bir sosyal ortam. Caleb olmadan Ava dışarı çıkmayı en azından bu kadar çabuk başaramazdı. Bu durumda meseleye özellikle kadim bilgilerin ışığında bakarsak, Kyoko’ya, Caleb’e, Ava’ya ve Nathan’a hangi isim-sıfatları uygun göreceğiz?

                                                                       NOT:Bu yazı Paylaşım Dergisinde yayımlanmıştır. 

                                                                                                                              Balçova - 2015


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder