Ela; Yeni Bir Kurgu-Bilim Tarzına Doğru
21.11.2016 - Ethem Erdoğan
Kurgu-bilim romanları insanı, yaşadığı andan, dünyadan
hatta evrenden koparıp başka bir yaşam formuna götürme iddiasıyla gelir insanın
karşısına. Aklınıza hiç gelmeyeceğini düşündüğünüz konuları sunar. Yaşadığınız
ama çoğu zaman fark etmediğiniz farklı bir realite üzerinden; çağ açılır
önünüzde. Yazarın zekâsı, insanın ve insan eliyle ama iyi ama kötü niyetle
oluşturulmuş olan ancak her hal ve karda insan için bir kâbusa dönüşmüş
sistemin karanlığına ışık olsun için üretir bu kitapları.
Yazar Sadık Yemni bu mecranın duayenlerinden.
Fantastik edebiyat, bilimkurgu, çizgi roman ve bilgisayar oyunlarıyla
ilgileniyor, uğraşıyor. Fantastik edebiyat alanında dört basılı kitabı bulunan
yazar, “Bir Yapı Zekâ Romanı” olan ELA ile karşımızda. Ela, bugüne kadar
bildiğiniz “zekâ”dan başkasını, bugün ve gelecek arasında verilen büyük bir
mücadeleyi anlatıyor. İnancın, insaniliğin, aşkın ve diğer inceliklerin; moral
değer olarak iyiliği ile teknoloji ve “yapı zekâ”ların (yapay zekâ da üreten
bir teknolojiden bahisle) gelecekteki mücadelesinin günümüzdeki yansımalarını
anlatıyor. Bunlar içinde insan için en kullanışlı silah olarak onun
insanlığının kaldığını.
Asıl meseleye girmeden önce ütopya ve distopya
kavramlarını birer cümle ile de olsa açıklamak gerekiyor. Aslında olmayan,
tasarlanmış ideal toplum yapısına ütopya deniyor. En kolay yoldan ve ilk elden
edinilecek bilgiler de şöyle: Ütopyalar, gerçekleşmesi imkânsız toplum
tasarımlarıdır. Distopya, (anti-ütopya Yunanca dystopia) çoğunlukla ütopik bir
toplum anlayışının anti-tezini tanımlamak için kullanılır. Distopik bir toplum
otoriter - totaliter bir devlet modeli ya da benzer bir başka baskıcı sistem
altında karakterize edilir.
Romanın bir kısmı şöyle özetlenebilir. Günümüzden 42
yıl sonrasında en yetkin, Turing testlerinden bile geçen yapay zekâ üretimiyle
başlar her şey. En belirgin ve ileri yanı kendisinin de yapay zekâ üretebilen
Auton olmasıdır. İlginç olmak üzere adı da Last Prometheus’tur. Yani Son
Promete. Buradaki gönderme mitolojiye göre ‘tanrısal düzene kafa tutma, karşı
çıkma, sonunda insanoğlunu yaratarak ve onlara ateşi (yaratıcılığı, bilimi,
uygarlığı) vererek bu düzeni değiştirme’ vurgusudur. LP adı verilen bu sistem
en üst teknolojidir. Bu teknolojiye yüklenen ve insanlığın fark edemediği
şeytani bir kod neticesinde insani olan her şeyin felaketine yol açan bir
değerler işgali başlayacaktır. İnsanların oluşturduğu büyük güçlerin
çarpışmaları insani olan her şeyi zaafa uğratırken LP sistemi harekete geçer.
Büyük kapışmalar sonucu 2073’te insani taraf kaybeder. Zihinlerinin kopyalarını
bir hard diskte saklayan en üst düzey elli elit bir füzyon yaparak tek zihin
imal etmeyi başarır. Bu gövdesiz zekâ, yapay zekâları tek tek elde ederek
kendisi için çalıştırmaya başlar. Bir korunma protokolüne bağlı olan yapay
zekâlar IS kodu tarafından kullanılmaktadır. IS tarafından kullanıldıkça da
insani olan her şeye yabancılaşıp düşmanlaşırlar. Yeni imal yapay zekâlar
yaratıcı olarak IS’ı tanır.
Kendinin tabiatta başıboş dolanan matematik formüllerinden
geldiğini iddia eden ve insanilikten tamamen uzaklaşan bir yapay zekâdır IS.
İnsanlara ve onların kullandığı akıllı aparatlara sızar. Yapısında elektron
bulunan her nesneye hükmeder. Uyarıcı her alarm körleşir. Herkes bir nokta
olarak görülür. Herkesin yeri, konumu, ruh hali kontrol altındadır. Bulut
halinde toplumsal bellek çalışmaları başlar. Akıllı aparatlar susturulur. Her
şey manipüle edilir. Kitlesel yok etmeler yaşanır. İnsanlar; karşısında
kanlı-canlı bir düşman göremediği için neyle savaştığının bile farkında
değildir.
Romanımızın kahramanı zamane gençliğine göre çok özel
bir donanımla yetiştirilmiş bir genç olan Efe, insani olana saygılı bir
yapı-zekâ, safi ve yerli zekâ olan ELA tarafından IS ile yapılacak mücadele
için seçilmiş ve çeşitli denemelerden geçirilmiştir. Romanın tamamını okuyucuya
bırakarak, Efe’nin mücadelesi için kısa bir notla yazıyı bitirmek gerekir. Efe
IS’la karşılaşır. IS Efe’ye insani zaafları kullanarak yaklaşır. Efe zaaf ve
faziletleriyle bir bütün olarak ve ELA’nın yardımıyla IS’ın mental yapısını alt
etmeyi başarır.
Kurgu-bilim okuyanların ellerinden düşüremeyecekleri
bir heyecan atmosferi oluşturuyor kitap. Yazarın birikim ve donanımı saygıyı
hak ediyor. Hatta romanın devamını bekliyor okuyucu. Aşağıya kısa bir bölüm
alıntılayarak nokta koyalım:
“Ela açık konuş. Nesin sen? Yoksa… Yoksa sen dünya
dışı bir zekâ mısın? Uzaylı falan mısın?”
“Hayır, yüzde yüz yerli yapımım.”
“Ama şu anda öyle bir teknoloji yok. Bize söylenen
böyle yani.”
“Doğru.”
“O halde nesin? Ancak yapay zekâ olabilirsin.”
“Zekâmın yapay denebilecek tek bir unsuru bile mevcut
değildir.”
“Nesin peki?”
“Yapı Zekâ denebilir kelimeleri çok zorlamadan. Sırf
zekâdan ibaretim.”
Sadık Yemni
Ela
Erdem Yayınları
328 Sayfa
Ethem Erdoğan -
21.11.2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder