Hollanda’daki seçimlerden bundan
böyle havada savrulan cop ve ısıran köpeklerle birlikte hatırlayacağımız Mark
Rutte’nın partisi birinci çıktı. Wilders kendine biçilen rolü başarıyla oynadı
ve kulisine çekildi.
Esas hikâye çok basit. Wilders
Hollanda içinde 2 işe yarıyor. Demokrat düşünceli Hollandalılar’ın tepesinde
Demokles’in kılıcı gibi duruyor ve ‘Gelirim ha…’ diyor. Neoliberal, yani
küresel baskı yapıyor ve dahası faşizme karşı ortak cephe kurulmasını
engelliyor. Malum FETÖ ve Wilders’in sahibi aynı.
İkincisi, ülkedeki Müslüman,
Polonyalı, Bulgar gibi yabancılardan rahatsız olan ırkçı zihniyetli kesimin de
karın ağrısına ilaç olarak raydan çıkmasını engelliyor.
Hollanda’da yaşayan
Müslümanlar ve onlarla empati kuranlar bu gerilimi iliklerinde hissediyor ve
bilinçleniyor.
Wilders bizim için
mucizevi bir deva aslında. Müzmin Batıcılılaşma komasından çıkma sürecimizi
hızlandırıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder