Tordemir Yazıları
Kaosun Yıvışkan Lekesi
2019 - Palyaço ve Joker Yılı!
2019 yılında korku filmleri ve çizgiroman atmosferli
filmleri sevenler için iki film vizyona girdi. Birincisi Stephen King’in IT – O
adlı romanından sahneye aktarılan film, diğeri de Gotham City’nin ünlü
kahramanı Joker. Bu iki sevimli yüzün ardındaki öldürücü potansiyeli bir arada
görmek komplo teorisi severleri, dünya konjonktürünü küresel çapta ortaya
sürülen görsel figürler üzerinden okuma
meraklısı olan kimseleri heyecanlandırmış olmalı. Güldürmesi, neşe vermesi
gerekenler cinayet işliyor ve insanları kitlesel kaosa kışkırtıyordu çünkü.
IT-O
King’in It-O romanını seksenli yılların ikinci yarısında
okudum. O sıralarda Türkçede esas kitabın geniş bir özeti gibi kısaltılarak
basılmıştı. Çeyrek yüzyıl sonra O esas haliyle yeniden basıldığında 1138
sayfalık romanı bir kez daha okudum. Kızkardeşimin yaş günü hediyesiydi.
Bu roman sanıldığı gibi sadece başarıyla ardarda dizilmiş
korku sahnelerinden ibaret değildir.
İnsanın içindeki kötüyle mücadelesinin çok başarılı bir
anlatımıdır. Bu yazı bir roman ve film incelemesi değildir. Zamanımızda medyatik
ortamda kötüye yapılan kasıtlı makyajın kandırıcı tesirini ortaya koyabilmek
için kaleme alınmıştır. Bu nedenle romanı isimlere pek az değinerek kısaca
özetleyeceğim.
Olay ABD’nin Maine eyaletindeki Derry adlı bir
kasabasında geçer. Pennywise adlı dünya dışı bir yaratık bu kasabayı mesken
tutmuştur. Yuvası yerin altındaki kanalizasyon şebekesindedir. Pennywise ilk
kez İspanya Veraset Savaşlarının bitim yılı olan 1715 yılında uyanmış, her 27
yılda bir aktifleşerek 1958 yılına kadar gelmiştir. Pennywise büyük
felaketlerle, insanların ve özellikle çocukların korkularıyla beslenen habis
bir yaratıktır. Kendisi palyaço kılığındadır, ama insan beyni onun gerçek
görünümünü kavramaktan acizdir. Bu nedenle istediği kılığa, ölmüş kimselerin
suretine bürünebilen bu yaratığı korkunç bir dev örümcek formunda hayal
eder. Bu yaratık kasaba halkını da
derece derece uyuşturmuştur. Dünya ahalisinin Akdeniz’de boğulan göçmen
bebeklere olan ilgisini hatırlatır bir şekilde kimse cinayetlerle uzun boylu
ilgilenmez, unutmayı yeğler.
1958 yılında on iki yaşlarında biri kız olan yedi çocuk
Pennywise’ı haklamak üzere harekete geçer. İçlerinden birinin küçük erkek
kardeşi Palyaço tarafından öldürüldüğü için fazladan öfkelidirler. Çocuklar bin
bir badire atlatarak sonunda Pennywise’ın soluğunu kesmeyi başarır ve bir söz
verirler. Eğer habis Palyaço Pennywise tekrar ortaya çıkacak olursa geri gelip
mücadele edeceklerdir.
Aradan 27 yıl geçer. 1984’te
Pennywise yeniden uyanır. Yedi çocuktan biri Derry’de kalmış, diğerleri kasaba
dışına gitmiştir. Gidenlerin altısı da iş hayatlarında çok başarılı olmuştur.
Kız modacı, erkek kardeşi katledilen çocuk ünlü bir yazar, bir diğeri tanınmış
mimar olmuştur örneğin. Derry’de kalan, kasaba kütüphanesinde çalışan
arkadaşları olaylar başlayınca hepsini tek tek telefonla arar ve durumu
anlatır. Erkeklerden biri korkudan intihar eder. Diğer beş kişi Derry’e gelir
ve mücadeleyi yeniden başlatır. Bu arada mazi uyanır, çok korkunç olaylar olur,
ama azimli altı yetişkin Pennywise’ı bir kez daha alt etmeyi başarır.
Ekrandaki O
1990
yılında dar bütçeyle bir televizyon mini seri filmi olarak sahneye uyarlandı.
Meraklıları bu filmi iki video kasetinden izledi. 2017’de tam 27 yıl sonra! IT
yeniden sahneye çıktı. Birinci filmi sadece çocukların hikâyesi şeklinde
izledik. İyi bir bütçeyle yapılan film oyunculuk ve teknik açıdan diğerinden
çok üstündü. Yeni kuşak genç izleyiciler için tarihler uyarlanmış ve başlangıç 1958
yerine 1989’a kaydırılmıştı.
Palyaço Rolü
Önemli
1990’daki
filmde Palyaço rolü Tim Curry
tarafından başarıyla canlandırılmıştı. Koyu makyajın altından bile
mimikleri belli olan, kendi saçlarını kullanan aktör filmin başarısında baş
rolü oynamıştı. Seyirciler IT ve IT2
filminde Bill Skarsgård’ın palyaço performansını da başarılı buldu.
Bu rol için biraz gençti sadece. Ardından 2019’da ikinci kısım IT 2 sadece
yetişkinler bölümü olarak vizyona girdi ve bu türün meraklılarına hoş-gerilimli
saatler yaşattı.
İki Yenilik
Bu
yeni yapımda kitapta ve ilk filmde olmayan noktalardan ikisi dikkat çekiciydi. IT2
– O İkinci Bölüm lunaparktan çıkan bir eşcinsel çifte yapılan ölümcül saldırı
ile başlıyor. Böylelikle Pennywise en yeni cinayet ve ortama korku salma sezonunu
açıyor. Diğer nokta intihar eden Derryli adamla ilgili. Kitapta korkup Derry’e
gelmemek için intihar eden adamın grubun içersindeki yegane Yahudi olduğu
yazılıydı. Bu filmde yine intihar ediyor, ama mücadelenin en zor aşamasında
astral bedeni başı kipalı, dindar bir musevi suretinde arkadaşlarına manevi destek
sunuyor. Ve bu filmin ardından Joker vizyona girdi.
Joker’in
durdurulamaz Gülüşü
Batman’nin
şehri Gotham’ın ünlü karakteri, Batman’in hasmı joker çizgiroman meraklıları
tarafından iyi tanınıyor. Victor Hugo’nun bir romanından esinlenerek çizgiroman
sayfalarına ve film ekranlarına defalarca taşınmıştır. Burada en yeni Joker
filminin mesajına değinmeye çalışacağım. Aktör Joaquin Phoenix’in çok başarılı
oyunculuğu sadece yapımcıların kasasını doldurmakla kalmadı, filmi mesajı
açısından fazladan etkili hale getirdi.
Film
1981 yılında Gotham şehrinde geçiyor. Çöp yığınları, metrodaki şiddet olayları
ve tekinsiz sokaklarıyla o yılların New York’unu çok andıran bir ortamı
görüyoruz. Penny adlı annesiyle fakir bir ortamda yaşayan, filmin başında
ergenlerden dayak yiyen, daha sonra birdenbire işsiz kalan Arthur Fleck
komedyen olamayacağını anladığında inanılmaz bir hayal kırıklığı yaşıyor. Bu
arada kendisinin bir evlatlık olduğunu keşfediyor.
Arthur
seri katil değil. Daha başlarda, filmin 30. dakikasında metroda durduk yerde
gelen gülme krizi nedeniyle kendisine musallat olan, tartaklayan iyi gelirli üç
kişiyi tabancayla vurarak öldürüyor. O andan sonra 110. dakikada bu hâlâ yegane
cinayet olarak kalıyor. Kaçan üçüncü kurbanı takip ederek vurup öldürdüğü halde
arada geçen zamanda cinayeti benimsememiz, haklı görmemiz ya da onu aşırı
kınamamamız için Joker’in dram öyküsünü bütün ayrıntılarıyla öğreniyoruz.
Arthur
filmin 120. dakikasında hayatının bir trajedi değil komedi olduğunu keşfediyor
ve son darbeyi dalga geçilmek ve reyting artırmak için davet edildiği canlı
yayında programın ünlü sunucusu Murray Franklin’i tabancasıyla vurarak indiriyor.
Arthur Fleck filmin son on dakikasında artık palyaço maskeli nümayişçileri
sokaklara yönelten ve Gotham şehrini yaktıran yıktıran müntakim bir Jokerdir.
Son sahnede Joker polis arabasında nümayişçilerin arasından geçirilirken Cream
grubunun White Room’unu duyarız. Sözlerine dikkat edilirse bu parçanın son sahnelere filmin ana mesajına
pek uygun düştüğü görülecektir.
Kaosun Yıvışkan Lekesi
IT
romanında yazar iyi ve umutvar olmayı, dünyayı var ettikten sonra uzayın bir
köşesinde kıpırtısız duran kaplumbağa şeklinde tasvir etse de bir yaratıcının
varlığına inanmayı, arkadaşlığın birlik gücünden vazgeçmemeyi öneriyor.
Çocukların korkularından beslenen Pennywise’a bu inanç manzumesine sahip
olmadan karşı çıkmaları ve kötüye karşı savaşmaları mümkün değildir. Palyaço kılıklı
canavar korkuyla beslenerek güçlenmektedir. Bu canavar her an her yerde
belirebilir, çeşitli suretlere bürünebilir, ama iç cihattan kaynaklanan
cesaretle karşı çıkıldığında rasgele malzemelerden bile ölümcül
etkilenebilmektedir. Burada inanç ve niyet önemlidir. Bunlarla her türlü kötülüğe
karşı durulabilir.
Jokerdeki
mesaj ise kötümserdir. Bugün sağlık sistemindeki yetersizlik, toplumdaki çöküş,
hoşgörünün buharlaşması, kısacası o sihirli American Dream’in, Amerikan
Rüyasının çöküşü ortamında joker zamanımızın Amerikalısına ve dünya ahalisine çözüm
olarak sokakları işaret ediyor. Uğranılan haksızlıklara karşı sisteme başkaldırmanın,
ortalığı yakıp yıkmanın adeta bir haklılık çerçevesine oturması, bu uğurda işlenen
cinayetlerin hoşgörülmesine varan kasıtlı olarak yamultulmuş bir yorum söz
konusudur. New Yok başta olmak üzere, dünya üzerinde bir çok yerde sistem
karşıtı gösterilerde Joker maskesi ya da
gülen palyaço maskeleri çoktan kullanılmaya başlandı. Bir ara da ‘V for Vendetta’
modası vardı. Bir çizgi roman kahramanıydı. Yine bir film aracılığıyla tedavüle
sokulmuştu.
Fleck’in
anlamlarından biri lekedir. Arthur Fleck kitleyi etrafı yakıp yıkmağa ve karşı
koyanları öldürmeye teşvik eden bir psikoloji bulaştırıyor insanlara. Ahaliyi
palyaço maskesi takarak protesto amaçlı olarak sokağa çıkmaya teşvik ediyor.
Oyunda her iskambili kağıdının yerine geçebilen Joker mobil nümayişçileri
sokağa süren iki ayaklı bir baz istasyonu gibidir.
Makyajla bezenenerek müphemleşmiş kötücül bir
potansiyeli yönetir.
‘Everything
Must go!!’ afişi filmin ilk sahnesinde gözümüze sokuluyor. Üç-beş ergen bu
afişi Bay Fleck’in elinden kapıp kaçıyor, onları takip eden Joker’i dövüyor ve
her şeyi başlatıyor. Ardından ‘Sokaklarda empati yok, uygarlık yok ve tüm
burjuvalar yok edilmeli.’ sloganlarını görüyoruz. 76 milyon kişi dünya
zenginliğinin %99’una sahip olduğu, 26 milyarderin dünya zenginliğinin %
82’sine sahip olduğu bir dünyada insanın içindeki iyi tükenmeye mi yüz tutuyor?
Tahripkâr
iç palyaçoya karşı koyacak gücümüz mü tükenen aslında? Yoksa yakın gelecekte kurulacak
robotik düzen nedeniyle insana gereksinim kalmayacağı için dünya nüfusunu 500
milyonun altına indirme projesi sahiplerinin yeni bir oyununa mı geliyoruz?
Joker’in
amansız düşmanı Batman’dir malum. Peki küresel sistemde Batman kimlere karşılık
geliyor? Haksız gelişmeler karşısında çaresiz kalan, öfke duyan insan bu gücü
gerçek Batmanlere yöneltebilecek mi? Yoksa her zaman olduğu gibi planlı
tatbikatlı manipülasyonların piyonu olarak mı kalacak? Malum Kaos Milyarderleri’nin
şu sıralar Jokerlere çok, ama çok ihtiyacı var.
----------------------