Ceset – The Body - Stand by Me
İyi Bir
Öykü Zamansızdır
İyi bir öykü zamansızdır ve size ömür boyu hitap eder.
Stephen King korku, bilimkurgu, gerilim ve dram türünde toplam 400 milyon kopya
satmış ve neredeyse tamamı filme çekilmiş olan altmış kitap yazmıştır. Bunların
bazıları roman kalitesi olarak çok üstün vasıflara haizdir. Ceset – The Body bunlardan biridir. Dram
türündedir. İçinde korku öğesi ya da olağan dışı vakalar barındırmaz.
Çocukluktan ilk gençliğe geçmek üzere olan dört çocuğun hikâyesidir. Yaşınız
kaç olursa olsun sizi çok derinden etkilemeyi başaracaktır. Çocuk kahramanlardan
hiçbiri Oliver Twist’inki derecesinde zor yaşam şartlarına sahip değil, ama
kendinizi bir Post Charles Dickens romanı okuyor gibi hissetmeniz
kaçınılmazdır.
Ormanda Bir
Ceset
1959 yılı. Amerika. Maine eyaleti. Genelde dar
gelirlilerin oturduğu bir bölgede Gordon Lachance, Chris Chambers, kaçık Teddy Dushamp
ve Vern Tessio yakın arkadaşlar.
Yaz tatilindeler. Bir ağacın üstünde tahtadan yapılmış
küçük bir kulübeleri var. Orada buluşup iskambil oynuyor ve sonu gelmez sohbetler
icra ediyorlar.
Anlatıcı on iki yaşındaki Gordon Lachange. Ağabeyi Denny
bir cip kazasında öleli dört ay olmuş. Anne ve baba ağabeyin anısına sımsıkı
sarılmış durumda. Onu daha çok sevdiklerini çok belli ediyorlar. Her an çıkıp
gelmesi bekleniyormuş gibi odası aynen korunuyor. Gordon bu nedenle kendisini görünmez
çocuk hissediyor. Ailesinin arkadaşlarını sevmemesi de bunun üzerine tuz biber
ekiyor.
Bir haber çocukları heyecanlandırıyor. 30 mil ötede
ormanın içinde ıssız bir yerde bir çocuk cesedi varmış. Çocuklar ani bir
kararla onu görmeye karar veriyorlar. Hesaplarına göre dönüş otostopla
olacağından iki günlük bir zaman alacak. Yazın çocuklar sık sık kendi
kurdukları çadırda yattıkları, bütün zamanlarını ağacın üstündeki kulüpte
harcadıkları için aileleri farkına varmadan gidip dönebileceklerini
düşünüyorlar. Aileler onları gece kampta ve birbirlerinde yatıyor zannedecek. Bu
o kadar olağan ki, hiçbiri bunun doğruluğunu kontrola kalkışmayacak. Anlatılan
aile profillerinde bunu sadece Gordon’un ailesi yapabilir, ama malum o hâlâ
görünmez biri.
Çocukluğun
Bitimine Doğru Yürüyüş
Çocuklar yanlarına kamp için gerekli eşyaları alarak
yola çıkarlar. 48 kilometre yürüyecekler. Paralar sayılır. Toplam 2 + 0,68 +
0,60 + 0,07 = 3,35 dolar harçlıkları var. 1959 yılının rayiciyle.
Demiryolunu takip ederek yürürler. Teddy bir ara trene
karşı yürür. Son anda raylardan çekilir. Bir kulağı yarık, babası gibi kaçık
bir çocuktur. Tipik bir kaybedendir. Eski araba mezarlığı rotalarındaki en kısa
yoldur ve mecburen oradan geçilecektir. Mezarlığın idarecisi Milo ve
ısırganlığıyla ünlü köpeği Chopper ‘ın dikkatininin bir süreliğine başka yöne
çekilmesi gerekmektedir. Kim gidip bu riskli işi yapacak diye yazı tura
atarlar. Dört adet sent bir anda atılır. İlk defada 4’ü de tura gelir. Bunu uğursuzluk
olarak yorumlarlar. İkinci atışta Gordon tura, diğer üçü yazı atar. Gordon
riski alarak köpeğin dişlerini poposuna yakın hissederek Milo’yu yanlış yöne
çekmeyi başarır.
Köprüyü
Geçmek
Yollarının üstünde geçmeleri gereken bir köprü vardır.
Köprüyü geçmek risklidir. Hızlı tren henüz yok, ama köprü uzun ve yüksektir. Köprünün
üzerindeyken tren gelirse kaçınılabilecek bir yer mevcut değildir. Ufukta tren görünmüyordur.
Çocuklar hızla yürürler. Köprünün bitimine yakın tren arkalarında görünür. Kıl
payıyla köprüyü kazasız belasız geçerler. Çok semboliktir. Eşik atlamak, boyut
değiştirmek, mertebe kesbetmektir adeta.
Gece ormanın kenarında konaklarlar. Kamp ateşi yakılır.
Yemek yenir. Çocukluğa has sihirli anların son esintileri yaşanıyordur. Kamp
ateşi olur da sohbet ve özellikle hikâye olmaz
mı? Gordon alengirli bir hikâye anlatır.
Kocagöt
Hogan’ın İntikamı
Bir kasabada pasta yeme yarışı yapılacaktır. Lardass
alay edilen şişman bir çocuktur.
Dört defa arka arkaya şampiyon olmuş Bill Travis’e
karşı yarışacaktır. Lardass Hogan birinci olmak değil kendisine reva görülen
alayların intikamını almak istiyor. Yarışma öncesinde müshil içiyor ve çiğ
yumurta yiyor. Yarışmada çok iyi derece yapıyor. Beş turta yiyor. Sonunda önce
geğiriyor ve ardından kusmaya başlıyor. Panayırda herkesin midesi tıka basa dolu.
Onlar da kusmaya başlıyor. Herkes birbirinin üzerine kusuyor. Kocagöt Hogan
böylelikle hiç unutulmayacak anarşist bir manifesto yazıyor.
Karanlık ve
Tekinsiz Orman, yani Hayat
Hikâye herkesin hoşuna gider. Bir ara ünlü Walt Disney
çizgi karakteri Goofy’nin köpek olup olmadığını tartışırlar. Kızları
keşfetmeden önceki son yazdır. Orman çok tekinsizdir. Sesler geliyordur. İlkel
korkuları kabarır. Ürperti veren karanlık orman geleceğin bilinmezliğini
çağrıştırıyordur. İkili nöbet kararı alırlar. Gordon ve Chris nöbet tutarlarken
yakın geleceği, öğrenim işini falan irdelerler. Chris zekidir, ama onu bekleyen
sıradan hayata kapılacağa benziyordur. Ailesinin kötü namı nedeniyle parlak bir
gelecekten yoksun gibidir. Gordon onu cesaretlendirir. Bu pasaj kitapta çok
derinden vurur okuru. Film de de bayağı uzun işlenerek çok başarılı bir emosyon
yaratır izleyicide. Chris şanssız gibidir, ama çabasıyla kör talihini kıracak
ve avukat olacaktır. Gordon’a sık sık ‘Sen yazar olacaksın’ der. Gordon inkâr
eder, ama içinden o da bunu ummaktadır.
Bir mucize
Sabah Gordon tek başına ormanda gezinirken bir geyikle
karşılaşır. Hayvan ona çok aldırmaz. Küçük bir mucizedir. Gelecekten göz kıpan
bir vaattir. Yürüdüğü yola başarı konfetileri serpiştirmektedir adeta.
Canı Sıkkın
Abiler
Olay yerine yaklaşınca onların muhtemel gelecek
projeksiyonu olan işsiz, yüksek öğrenim görmemiş, canları sıkılan ve kolayca
öfkelenebilen abilerle karşılaşırlar. Aralarında Chris’in ağabeyi de vardır. Bunların
başı Ace Merrill’dir. Bu sahne büyümenin, çocukluktan çıkmanın ilk tomurcuğudur.
Onların haberi, malı olan cesedi bulmalarına çok sinirlenen Ace elinde bıçakla
gelir. Chris kaçmaz. Gordon, Chris’in ailesinden gizlice yanında getirdiği tabancayı
alıp gelir. Ace mecburen tornistan eder. Çocuklar çocuğun cesedini görürler. Tren
tarafından çarpılıp o tarafa savrulduğu bellidir. Ceset ölümün ve geri kalan
sınırlı zamanın somut kanıtıdır. Ve sonra evlerine dönerler. Artık çocukluk
bitmiştir. Hayatlarının yeni bir evresi başlıyordur.
Stephen King’e has ertelenmiş bela durumunu
izliyoruzdur. Ace kısa bir zaman sonra bir gün arabasını kamyonun üstüne
sürecek ve ölecektir. Bıçak da Chris’i bulacaktır. Teddy ve Vern’de çok genç
yaşta çeşitli şekillerde ölüp gideceklerdir. O gün yazı atan üç çocuk da ileri
yaşları görmeden ölecektir. Sadece tura atan, yazar dokunulmaz kalır ve bize bu
hikâyeyi nakleder. O yaşlarda sahip olduğum türden arkadaşları geri kalan
zamanda asla bulamadığına hayıflanan yazar paçayı yırtandır.
Zamansız bir öykü. Filmi yapılalı otuz küsur yıl
geçti. Kitap da film de sizi ummadığınız bir şekilde etkileyecek ve eşsiz bir
anlatıcının kelimelere monte ettiği nostalji ağına yakalanacaksınız. Meraklılarına özellikle
romanı okumalarını tavsiye ediyorum.
-------------------
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder