C2H5 OH Salıncağı
Akşamcılık ve Sanat
Alkol:
(Arapça لكحول = al-kuhl; rastık taşı tozu)
Akşamcılığı sanatın bir gerekliliği gibi
görenlerin çokluğu beni önce şaşırtmış, sonra da bir gerçekliğe ayıktırmıştır.
Alkolün beyindeki sayısız ilişkiler arası yoğun trafiği yavaşlatan bir etki yapmasının sürekli sanatın artı hanesine yazılagelmesi bir paradokstur.
Bir düdük sesi bu tarafa, bir kırmızı ışık şu tarafa. Dur işareti diğer yana.
Yavaşlayan sayısız veri akımı. Aynı sorunları çıkmaz sokağa sürekleyen akıntıya
kibrit çöpünden ket. Dilin suskunluğunu kıran zembereğin yeniden kurulması.
Hayalleri puslu kıyılara itekleyen rüzgar.
Sanat tıpkı bilim gibi ayık kafayla,
zımba gibi çalışan bir beyinle yapılır.
Alkol bir salıncaktır. Kullanılma dozu ve sürekliliği artttıkça ipleri kısalan bir salıncak.
Sanatların alkol sayesinde ivme kazandığı aşırı abartmalı bir savdır. Kısalan ipler insanı sadece gerçeklik düzeyinden uzaklaştırmakla kalmaz. Sanatçıyla ilham perisi arasına önce şeffaf bir çarşaf, sonra kalın bir nevresim asar. Devamında şişeden bir duvar örer. Metrelerce kalınlığında şıngır mıngır bir duvar. Ardında renklerin gökkuşağına uçuştuğu ilahi set.
Ünlü yazar S. King ‘Yazma Sanatı’ adlı kitabında alkol ve onun mahmurluğunu açıcı maddeler olmadan yazamayacağını, üretemeyeceğini sandığı devri anlatır. Bu maddelerle tümden ilişkisini kestikten sonra Kara Ev, Rüya Avcısı vb. gibi gibi eserler vererek alkolün gereksizliğini kanıtlamıştır.
Esin perilerini peltekçe dilinde çağırması mı?
Suni yorgunluk, asılsız uyku derinliği yaratan etkisi mi?
Saatler boyu da olsa kaçış yolunda otostop yaptırması mı?
Alkollü içki bağımlılığının gerçekliğin ağzı bozuk bir yorumu olması belki.
Başları döndürürken dünyayı durdurduğunu iddia eden sahte tılsımcılığı mı?
Ayılınca kafatasına yorgunluk taşı gibi çöken, içmeyince eli ayağı titreten
ahlı vahlı bir iksir olması mı?
Bilinçaltı’nın altındaki ilkel timsaha giden yoldaki baştançıkarıcı rehberliği
mi?.
Karaciğeri makarna süzgecine çeviren tercüman ve reklamların gözde çapkını
olması mı?
Neden yasaklanmasında bir cazibe vardır?
Serbestliği serkeşçe olduğundan mı? Yoksa çamura üflenen nefesi boşladığı için
mi?
Alkol, tebası ve ardından seyirtenleri
milyarı bulan bir yavaşlatıcıdır.
Sekiz bin yıllık tarihinde ne çok zihin ayartmıştır.
Son buzul devrinden önce insanlık tarafından bilinmemesi kandırıcı gelmemeli.
Şu ana kadar insanlığın fizik ve zihin enerjisini en gaddar biçimde heba
ettirmiş bir izmdir.
Amsterdam -2007
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder